12 Şub 2015

KONUK YAZAR ETKİNLİĞİ 5 / SAILOR Procolor 500 Sakura ve Le Color Defter

Konuk Yazar Etkinliği' mizin bu ayki incelemesi Ferzan Özyaşar(farlimas)' a aittir.


Sevgili mürekkep-perverler, sıradaki incelememiz gene Uzakdoğu tutkunları için geliyor… Şahsen pek bir hayranı olduğum Sailor markasının, 1911 serisine ulaşımı yoldaki yüksek maliyet kasisleriyle sekteye uğrayan (ya da siyah, lacivert ve bordodan daha neşeli renkler peşinde koşan) dolmakalem meraklıları için ürettiği, Procolor 500 serisinden bir kalemle karşınızdayım. Bu serideki kalemlerin çoğunun tutma yeri siyah. Bu renk farkı, bende çok spor bir his yarattığı için, tamamı aynı renk olan modellerinden birini tercih ettim. 

Sakura’nın rengi, adının hakkını veriyor: kiraz çiçeğinin o beyazla pembe arası uçuk rengine sahip. Diğer fotoğraflarda olduğundan daha bej çıktığı için, bir de beyaz fotokopi kâğıdının üzerinde çektim ki rengi tam anlaşılsın.


Uçuk pembeliğini çok sevmeme rağmen, gövdenin açık rengi nedeniyle, kapak vidasının olduğu kısımda, temizlenmesi zor mürekkep lekeleri oluşabiliyor. Leke miktarına dair daha iyi bir fikir vermesi açısından temizlemeden fotoğrafladım. 

Paketi açarak adım adım ilerleyelim incelememize doğru: aradaki 3 kat fiyat farkına rağmen Procolor, 1911 serisiyle aynı resmi görünümlü, lacivert kutuda geliyor. İçinden bir adet kartuş ve dönüştürücü çıkıyor. Kutuyu açarken, ailemize benden takribi 10 sene evvel katılan, ilerleyen yıllarda kâğıt kalem tutkumun lokomotifi olacak olan, ortalarda dolaştırmaya kıyamadığım için şu an aile evinde ikamet eden, pek sevgili M uçlu siyah 1911’imi hatırlayarak, içleniyorum. “Belki” diyorum, “bu da perdah, mürekkep seçmeden, insanı huşu içerisinde bırakan bir yazım sağlayacak. Hem rengi de pek güzel, ucu gibi incecik bir kiraz çiçeği pembeliği var.


Aylardan Temmuz, sıcak bir sınır ilçemizde, ücra bir ofisteyim. Yanımda şişe mürekkep yok. Kalemle beraber gelen siyah kartuşu heyecanla yerine iteliyorum. Ve fakat, olmuyor, olamıyor. “Nerede o akıcılık? Nerede o tatlı his?” diye hüsran içerisinde yazmaya çalıştıkça, kalemden kesik kesik çizgiler ve hışır hışır bir sesten başka şey çıkmıyor.  İşte o an anlıyorum o aradaki devasa fiyat farkının nedenini. Görülen o ki, gövde dizaynıyla olsun, uç yapısıyla olsun, 1911 serisinin, 14K altın yerine çelik uç kullanılmış bir nevi kopyası olan Procolor 500 gibi nispeten ucuz modellerde, uçlarına gösterdiği özenle bilinen Sailor markası, kalite kontrolünü es geçiyor! Merak edenleriniz için belirtmek isterim ki, aynı sorunu birkaç kişiden daha dinledim ve Clear Candy serisinde de ciddi bir akış problemiyle karşılaştım.

Kalemi yıkıyorum, ara ara çeşitli mürekkeplerle yeniden deniyorum ama olmuyor. Artık iyiden iyiye sinirliyim, ama yılmıyorum. Uzun zaman sonra bir akşam alıyorum elime mücevherci merceğini, görüyorum ki uçların biri Mersine, diğeri tersine gidiyor. Parmaklarımı mürekkep içinde bırakmak suretiyle hizalıyorum ama ı-ıh, gene bir akış sorunu var. Risk almaya karar veriyorum, bu sefer de ucu tırnak üzerinde esnetmekle başlayan ve giderek vahşileşen çeşitli yöntemler kullanarak, uçla damağı mesafeli bir ilişkiye davet ediyorum. Güvenilir, orta ıslaklıkta bir mürekkep akışı başlıyor. Ve sonunda o aradığım, özlediğim, buz pateni yaparcasına yazı yazma hissine kavuşuyorum. 


Kalem F uçlu bir Uzakdoğu kalemi, yani Batı standartlarında EF inceliğinde yazıyor. Benim tamirat çalışmalarımdan sonra, yanımda olmadığı için fotoğraflayamadığım Pilot 78g’nin F ucundan çok az daha kalın yazmaya başlasa da, hala 1911 serisinin M ucundan çok daha ince bir hatta ilerliyor.

Yaşar Kemal ustamızın resimde görülen alıntıları, kalemin içinden çıkan siyah kartuşla yazıldı (evet, inanmazsınız, 6 ayda kurumadı o kartuş). Defter ise, pek çok kırtasiyede çok uygun fiyata bulunabilen, Le Color markasının 70 gr kâğıtlı, spiralli, öğrenci dostu defterlerinden biri. Dolmakalemle, imajından beklenmeyecek şekilde uyum sağlıyor. 


Daha kalın uçlu kalemlerde dahi, kırçıllanma, mürekkebi dağıtma gibi kusurları yok. Arka sayfada ise gölgelenme dışında bir problem yaratmıyor. Benzer klasmandaki kardeşlerinden farkı, kâğıdının sarı ya da krem yerine beyaz olarak da bulunabilmesi. Defter sirkülasyonu yüksek, bütçesi düşük tüm dolmakalem severlere tavsiye ederim. Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak yazılar dileğiyle…

Ferzan Özyaşar (farlimas)

7 yorum:

  1. Uzak doğu kalemlerini fazlasıyla seven biri olarak ben de o renkli gövdelerine aldanıp bu kalemi alanlardanım:) Bendekinde uçta cızırtı, defteri yırtarcasına yazmaya çalışması sorunu olunca hüsrana uğratan kalemler kutusuna kaldırmıştım. Sizin yazınızı okuyunca vahşi yöntemlere başvurmak gerekecek gibi düşünmeye başladım. Bir de 2. bir tane alıp bu sıkıntı kronik midir diye bakmayı düşünüyorum. Sakura rengi de oldukça güzelmiş. Güle güle kullanın... Deftere gelince sanırım standlarda defalarca önünden geçip Le Color kesin sorunludur diye düşündüklerimden yargısız infaza gitmişim. En kısa zamanda benim de defter listeme eklenecek gibi görünüyor. İncelemeniz için teşekkür ederim bir sonraki yazınızı merakla bekliyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz için teşekkürler. Defterde yeni açılımları seviyorum. Bugün de eco friendly diye bir seri gördüm. Kağıdı ilginç bir his bırakıyor. Bakalım kalemlerle nasıl anlaşacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eco friendly serisi dediğiniz bu seri olmalı http://www.lecolor.com.tr/Ekolojik-Doga-Dostu-Defter-Seti,PR-3611.html güzel bir koleksiyon.

      Sil
  3. sicak samimi bir yorum tarziniz var zevkle okudum yazdiklarinizi.bende sizinkine benzer bir suru sorunla karsilasa karsilasa tamirci oldum hatta artik cevremdeki insanlar hastalanan kalemlerini getiriryorlar.buna da bir bakar misin diye ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. Ben daha pompalı kalem tamirine geçmedim (guru level :) ama uç ve damak hususunda kıra döke bir şeyler yapıyorum bakalım. Bu da bir başka keyif :)

      Sil
  4. Güzel yazınız için teşekkürler , beyaz olupta vidali kapağa sahip olan kalemlerin ortak bir dezavantaji leke kalmasi , murekkep değmemesine dikkat etmek lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğinize çok sevindim, sizin de yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Hazır sözü açılmışken sorayım: reçine gövdeleri zarar vermeden mürekkepten temizlemek için hangi malzemeyi tercih ediyorsunuz?

      Sil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.